-
1 اختار
-
2 и т.п.
(в сокр. и тому́ подо́бное) v.b. ( ve benzerleri) -
3 подобный
1) ( сходный) benzeri, gibiэ́то и ему́ подо́бные приложе́ния — bu ve benzeri öneriler
Петро́в и ему́ подо́бные — Petrov ve onun gibileri
2) ( такой) böyle(si), bunun gibi(si), bu tür(den), bu çeşit(ten)подо́бного ро́да фа́кты — böyle alaylar, bu tür olaylar
я подо́бного никогда́ не ви́дел — böylesini hiç görmedim
3) мат. benzerподо́бные треуго́льники — benzer üçgenler
••и тому подо́бное (сокр. - и т. п.) — ve benzerleri (сокр. - v.b.)
-
4 et cetera
-
5 whatnot
n. belirsiz şey, etajer, biblo rafı* * *küçük köşe rafı* * *noun (such things: He told me all about publishing and whatnot.) ve benzerleri, vesaire -
6 similars
n. benzerleri -
7 similars
n. benzerleri -
8 dergleichen
-
9 etc.
etc. [e:te:'tse:] -
10 fort
das Buch ist \fort kitap yok;\fort mit ihm! gitsin!;seine Freunde sind schon \fort dostları gittiler bile2) ( weiter)und so \fort ve benzerleri, vesaire;in einem \fort hiç durmadan -
11 und
1) ve; ( Steigerung) hem de;\und so weiter ve benzerleri, vesaire, falan (filân);\und so weiter \und so fort vesaire vesaire;na \und? ne olmuş [o yapalım] yani?;\und wenn schon! olmuşsa olmuş!;\und wie/ob! hem de nasıl!;der Wagen wurde schneller \und schneller araba hızlandıkça hızlandı;wir redeten \und redeten konuştukça konuştuk;ich konnte und konnte nicht aufhören bir türlü duramadım2) de;\und vor allem her şeyden önce de3) math daha;zwei und zwei sind vier iki, iki daha dört eder -
12 ilâh
-
13 und
veve -so weiter vesaireve benzerleri -
14 عام
I1. seneAnlamı: yıl2. yılAnlamı: 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zamanIIعامَyüzmekعامّ1. açıkAnlamı: her kese ait yer2. umumîAnlamı: genel3. genelAnlamı: bütün benzerleri içine alan, umumî4. kamusalAnlamı: kamu ile ilgili -
15 عمومي
عُمُومِيّ1. açıkAnlamı: her kese ait yer2. genelAnlamı: bütün benzerleri içine alan, umumî3. kamusalAnlamı: kamu ile ilgili -
16 كثيف
-
17 متمايز
مُتَمَايِز1. değerAnlamı: üstün, yararlı nitelikleri olan kimse2. kaliteAnlamı: üstün, nitelikli3. kaliteliAnlamı: üstün, nitelikli4. apayrıAnlamı: büsbütün ayrı ve bambaşka5. gözde -
18 متميز
مُتَمَيِّز1. değerAnlamı: üstün, yararlı nitelikleri olan kimse2. kaliteAnlamı: üstün, nitelikli3. kaliteliAnlamı: üstün, nitelikli4. apayrıAnlamı: büsbütün ayrı ve bambaşka5. gözde6. üstünAnlamı: nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli -
19 مطلق
مُطْلَق1. açıkAnlamı: her kese ait yer2. kat'iyenAnlamı: hiçbir zaman3. genelAnlamı: bütün benzerleri içine alan, umumî4. mutlakAnlamı: salt5. kamusalAnlamı: kamu ile ilgili6. dünyadaAnlamı: hiçbir zaman, hiçbir biçimde7. saltıkAnlamı: bağımsız, göreli olmayan8. aslaAnlamı: hiçbir zaman, hiçbir biçimde9. hiç -
20 مميز
Iمُمَيَّز1. değerAnlamı: üstün, yararlı nitelikleri olan kimse2. kaliteAnlamı: üstün, nitelikli3. kaliteliAnlamı: üstün, nitelikli4. apayrıAnlamı: büsbütün ayrı ve bambaşka5. gözdeIIمُمَيِّز1. müdrikAnlamı: anlamış, aklı ermiş2. bilinçliAnlamı: bilinci olan3. sağduyuluAnlamı: sağduyusu olan4. idrakliAnlamı: anlama yeteneği olan5. mümeyyizAnlamı: iyiyi kötüyü ayıran6. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse
- 1
- 2
См. также в других словарях:
ve benzerleri — is., ç. Arka arkaya sıralanan benzerleri, ilk akla geliverenleri ifade eden bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalburüstüne gelmek — benzerleri arasında sivrilmiş olmak, seçkin duruma gelmek Merkez azaları, âyandan birkaç kişi, mebusların hatırlıları ile ateşlilerden kalburüstüne gelenleri oradaydı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
MESBUK-UL EMSÂL — Benzerleri ve emsali önceleri de görülmüş ve geçmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VB. — Ve Benzeri (International » Turkish) * Ve Benzerleri (International » Turkish) * Ve Bunun Gibi (International » Turkish) * Ve Baskalari (International » Turkish) * Ve Baskasi (International » Turkish) … Abbreviations dictionary
ayrılaşmak — nsz Benzerleri arasında ayrı bir yeri ve önemi olmak, teferrüt etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskın — is. 1) Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme 2) Kısa süreli, beklenmedik saldırı Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış. R. H. Karay 3) Su basması, sel 4) Ansızın çıkagelme 5) sf. Sertlik, zorluk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beğenmek — i 1) İyi veya güzel bulmak Kuvvetini beğenen Murat farkına varmadan gülümsediğini neden sonra fark etti. R. H. Karay 2) nsz Benzerleri arasından birini seçip ayırmak Otellerden bir otel beğeneceğiz. R. H. Karay 3) Onaylamak, kabul etmek, tasvip… … Çağatay Osmanlı Sözlük
benzeri — is. Aynı Birleşik Sözler ve benzerleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
boysuz — sf. Benzerleri arasında boyu kısa olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
falan — zm., Ar. fulān 1) Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan Bana falan geldi, falan gitti diye anlatmaya başladı. 2) is. Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek ve benzerleri anlamında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözde — sf. 1) Benzerleri arasında nitelikleri sebebiyle üstün tutulan, beğenilen, önem verilen (kimse veya şey) Türkü tabii o zamanlar en gözde bir meslek olan ve kızının kabul ettiği Kâtibim türküsü ile biterdi. H. E. Adıvar 2) is. Önemli bir kimsenin… … Çağatay Osmanlı Sözlük